Tamı tamına değilse de 43 yıl geçmiş diyebiliriz. Dile bile kolay değil, değil mi? Büyük amcamın kızı ve eşi ile görüşemeyişimiz… İkisi de sınıf öğretmenliğinden emekli. Cumhuriyet kültürü ile yetişmiş öğretmenlerin yetiştirdikleri öğretmenlerden… Yatılı okullardan sonra, zorunlu hizmet süreleri, idealler, hedefler, mücadele zamanları ve hala devam eden mücadele azimleri… * * Daha önce yazdım mı bilemiyorum. 1970 yılında Erzurum Nenehatun Kız İlköğretmen Okulu Meslek Dersleri Öğretmenlerimizin öncülük ettiği bir grup öğretmenimiz 'Buzlar Çözülmeden' oyununu sergilemek üzere çalışmalar yapıyorlardı. Derslerden kalan zamanlarda ve gece-gündüz demeden. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nda ('Atatürk'ü Anma' eki sonradan yapıldı) boyu 1 karış olan eteklerimizle çıkmıştık alanda gösterilere. (Dikkat, Erzurum'da) Resim-İş atölyelerinde, meslek yaşamımızda kullanmak üzere, ışıklı ya da zilli Türkiye haritaları ve çarpım tabloları yapmıştık. Ev-İş derslerinde de 150 kişinin kullanımında olan tek dikiş makinemizde sırasıyla olmak üzere dikişler dikiyorduk… Köyde öğretmen her şeydi çünkü. Öğretmen, doktor, ebe, usta, terzi vb. * * Vesile Ablam anlatıyor, gazetenin süper haberini: 'Öğretmen, okulda badana yaptı' diye. 'Biz bunları ve daha fazlasını 40 yıl önce yapmıştık Saadet. Olağanüstü bir çaba olarak gösteriliyor ve ben şaşırıyorum.' Elektriğin olmadığı yerde, derslerden kalan gece zamanlarda 'Lûx' denilen (Gaz lambasının geliştirilmişi) aydınlatıcı ile ve öğretmen eşliğinde öğrencilerin hem söyleyerek hem oynayarak oluşturdukları oyun ekipleri… Hafta sonları programlanan, -Dikkat- Tiyatro çalışmaları… Ya da 12 saat yürüyerek katedilen okul yollarına koşan Murat Ağabeyimin köylüyle olan paylaşımları… Ağaç dikimi, yetişkinlere verdiği okuma yazma eğitimi… Köyde okul henüz açılmış. Murat Ağabey 17 yaşında genç ve idealist bir öğretmen. Öğrencileriyle arasında 7-9 yaş var. 10 yaşlarındaki çocuklardan başlamışlar kayıtlara… Yetişkinlerden okuma-yazma bilen yok. Hemen, zaman ve ortam yaratarak yetişkin öğretimine başlıyor… İzin almak gerektiğini sonradan öğreniyor elbet… Amaç halka hizmet etmek olunca… Sürgünler, açığa almalar, hapisler de bunların devamında… * * Özel bir okulda görev yapıyorum. Matematik öğretmenimiz ondalık sayılar konusunu işleyecek. Dersliğe yuvarlak yaş pasta getirmiş. Eğlenerek konuyu kavratmaya çalışacak. Ancak, 'Durum' olağanüstü oldu okulda. Yaparak-yaşayarak öğrenecekti çocuklar ya… Bizim için çok doğaldı oysa. Pasta değil ama portakal, ekmek, elma ile çok iyi anlatılıyordu konu… * * Yarım asra varacak olan mücadele yıllarının bugünkü halimizle buluşması sarsıyordu bizleri… Bağımsız bir ülke değildik artık. Sınırlarımız fiilen değiştirilmiş, Ordumuz dağıtılmaya çalışılmış, İktidara sahip olanlar, kişisel çıkarlarını düşmanlarımızın siyasi emelleri ile birleştirmişler… Yüreklere su serpen ulusal direnç ise; tam da Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği gibi Türkiye Gençliğinden yükselmekte. 1971'den 2014'e gelmişiz. Dişimizle, tırnağımızla kazıyarak ve emeğimizle.