Yaşam, bütünlükler yumağı diyebiliriz değil mi? Öyle ya, sevinçler, hüzünler, acılar ve mutluluklar iç içe. Bu hal, ülkemizde, dünyada, her durumda ve koşulda geçerli.

                Sistemlerin bozulması, insanca yaşama haklarının erimesi, ifade özgürlüklerinin istemediğiniz biçimde sınırlandırılması, sorumluluk, fedakârlık, vicdan, güven, toplumsal bakış daralmaları acı veriyor ve düşündürüyor.

                Diğer tarafta da üretim, kollektif yapılaşma, samimiyet, ülkeye ve millete bağlılık sonuçlarıyla ortaya çıkan ve rahatlatan etkenler…

                Ankara merkezli Cumhuriyet Kadınları Derneği, ülkeye ve millete olan sorumlulukları gereği mücadele alanlarında olmaya devam ediyor.

                Uyuşturucu ile mücadele, LGBT nedir ve hangi tutum alınmalıdır görevini yüklenme ve mücadele, eğitim ve sağlık gibi temel alanlarda süregelen mücadeleler…

                CKD Mersin Mezitli şubesi tüm hızıyla mücadeleye devam ediyor. Mersin’in Tece ilçesindeki Vanlılar Mahallesi’nde yetişkinler için Okuma-Yazma kursu açtı şimdi. Mahalle muhtarı Emine Şahin’in destekleriyle açılan bu kursa on yetişkin kadın katılmakta. Sayı artacağı gibi kurs bitiminde yeni kadınlarımızla yeni kurs dönemi de başlayacak.

                Emekli sınıf öğretmeni Nimet Sarıbay öncülüğünde yürütülmekte olan kursa ziyarette bulunduk. Ülkemin pırıl pırıl kadınları, ellerinde defter ve kalem okuma yazma öğrenmeye gelmişler. Sohbet ettik. Mutlulukları gözlerinden okunuyor. Gözlerinin içi gülüyor çünkü… Orta yaşlı, genç…Üreten kadın burada da üretmeye kararlı.

Kurs sonunda kadınlarımız belge ve hatta sınav sonunda diploma alabilecekler.

Demek ki bir şeyler oluyor.

Sadece olumsuzlara boğulmak, isyan etmek, iflas etmiş duygularla feryat etmek, çözüm de değil, kazanım da.

“Umutsuz insan” profilini yıkmak olağanüstü ilk adımdır aslında. Atatürk’ümüzün sözünü bir kere daha anımsayalım; “Umutsuz durum yoktur, umutsuz insan vardır!”

“İnsan” elbette öncü karakterdir ancak umutsuzluğu tek başına etkili olamamaktadır. İyi ki de böyledir. Yapılanları, üretilenleri görmek, çoğaltmak, sorun tespit ederken çözümü de belirlemek asıl olandır.

Genel anlamda dünyada ve özelinde de ülkemizde sıkıntılarımız çok. Haberleri dinlemek istemeyen çok insan feryadı duyuyorum. Ancak; sorunlardan uzaklaşarak çözülemeyeceğini de biliyoruz. Ya da isyan ederek…

“Bir şeyler oluyor” demek bir başlangıç tümcesi olabilir örneğin. Mademki “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” varız öyleyse bu tanımlama sözde kalmasın. Uygulayalım. Hatta “Bir şeyler de oluyor,” diyebilelim.

Her kademedeki üretim, seksen beş milyonu ilgilendirdiği gibi her karamsar düşünce de aynen öyle yapabilir.

Bu ülkede bu millet ve her saniyede ve de olumlu bir şeyler yapıyor…

İnanalım ve çoğaltalım.