Son dönemde, CHP’li belediyeler, milletvekilleri ve gençlik kolları genel başkanı gibi temsilcilerine sık sık soruşturmalar açtığı görülmektedir. Bu strateji, CHP’yi sürekli savunmaya zorlayarak ülke sorunlarına odaklanmasını engellemeyi hedeflemektedir. Ancak CHP’nin bu durumu aşabilmesi ve “Ya hep beraber, ya hiçbirimiz” ilkesini halka güçlü bir şekilde anlatabilmesi için Proaktif Strateji izlemesi gerekmektedir.

CHP’li belediyeler ve temsilciler, soruşturmalar karşısında kamuoyunu şeffaf bir şekilde bilgilendirmeli. Belgelerle konuşarak, yapılan hizmetlerin ve harcamaların hesabını açıkça verebilecek bir pozisyon alınmalıdır.

 Savunmada kalmak yerine, iddia edilen iktidarın kendi yolsuzlukları, ihmalleri ve kötü yönetimi halka anlatılmalıdır. İktidarın eleştirilmesi gereken konular, gündemde tutulmalıdır.

CHP’li belediyelerin hayata geçirdiği projeler, yerel halkın yaşam kalitesini nasıl iyileştirdiği somut örneklerle anlatılmalıdır. Bunu yapmak için sosyal medya, yerel basın ve halk toplantıları gibi araçlar etkili bir şekilde kullanılmalıdır.

“Hizmet siyaseti” vurgulanarak, halkın iktidarın siyasi oyunlarından etkilenmeden hizmeti esas alması sağlanmalıdır.

“Ya Hep Beraber, Ya Hiçbirimiz” İlkesinin halkta karşılık bulması için Dayanışma Ruhunu güçlendirmek gerek. Bu ilkenin özü, toplumu ayrıştırmadan herkes için eşit haklar ve fırsatlar yaratma çabasıdır. CHP, bu ilkeyi somut örneklerle anlatmalıdır.

Farklı sosyal kesimlerin sorunlarına ortak çözümler geliştirdiğini vurgulamalıdır.

Yoksulluk, eğitim, sağlık gibi alanlarda ortak mücadeleye vurgu yapılmalıdır.

 Sadece söylemle değil, eylemle de bu ilke desteklenmelidir. Tüm Türkiye’yi kapsayan halk buluşmaları, mahalle ziyaretleri ve ev toplantılarıyla “hep beraber” mesajı sahada verilmelidir.

“Ya hep beraber, ya hiçbirimiz” söyleminin, yalnızca CHP’yi değil, tüm Türkiye’yi kapsadığı vurgulanmalıdır. Bu söylem, kutuplaştırma siyasetine karşı birleştirici bir mesaj olarak benimsetilmelidir.

Gençlik kollarının hedef alınması, aslında CHP’nin gençler üzerindeki etkisini kırmaya yönelik bir hamledir. Bu nedenle CHP, gençlerin sorunlarını doğrudan dinleyen, onlara söz hakkı veren ve geleceğe dair umut vaat eden bir yaklaşım benimsemelidir.

Eğitim, işsizlik ve özgürlük talepleri gibi gençleri doğrudan ilgilendiren konularda somut projeler geliştirilmelidir.

Siyasi baskılara karşı toplumsal mobilizasyon şarttır.

Soruşturmalar ve baskılar karşısında yalnızca parti içinde değil, sivil toplum ve diğer muhalefet partileriyle dayanışma sağlanmalıdır.

Toplumun her kesimi bu süreçte bilgilendirilmeli ve iktidarın demokratik teamülleri nasıl ihlal ettiği anlatılmalıdır.

CHP, savunma pozisyonunda kalmak yerine, dayanışma ve birlik mesajını daha etkili bir şekilde halka ulaştırarak daha agresif bir siyaset izlemelidir. “Ya hep beraber, ya hiçbirimiz” ilkesi, halkın talepleri ve sorunlarıyla birebir örtüşmektedir. CHP’nin bu ilkeyi yalnızca bir slogan olarak değil, hayata geçirilen projelerle bir yaşam felsefesi olarak benimsetmesi, geniş halk kitlelerinde güçlü bir karşılık bulacaktır. Bu, yalnızca CHP’nin değil, Türkiye’nin geleceği için bir umut ışığı olacaktır.