'Derdim çoktur hangisine yanayım?' derken ozan, 'Dertleri zevk edindim bende neşe ne arar?' diyor sanatçı. 'Dert+Dert+Dert' diye de 4+4+4 kördüğümünü yazıya dökmüştüm geçtiğimiz yıllarda. Sızlanmak, şikayet etmek ya da bıkkınlık belirtmek için değil bu yazılanlar. İçinde bulunduğumuz durumun vahametini göstermek içindir. En büyük insan hakları ihlalleri yaparak, devletlere, 'İnsan Hakları' karnesi veren ABD, şimdi de IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) denilen belayı sarmakla uğraşıyor, özellikle Ortadoğu halklarına. Ehh tabii ki ABD bu, tek terörist grubuyla yetinmez! 'PKK yetmedi, yanında IŞİD verelim, tercih sizin' demekte. Ne büyük nezaket değil mi? Teröristler arası tercih hakkı bile verilmekte. Bunun başka türlü açıklaması da var. Sıtma ve ölüm! Eee tercih bizim canım! *Nüfusu, sadece İstanbul ilimiz kadar olan Yunanistan bile (Dikkat) 'Ermeni soykırımı yapılmamıştır' denilmesini 'Suç' sayarak cezalandırmaya parlamento kararı alıyor ve dünyaya ilan ediyor. (Eşek ve Bulamaç adalarımızı işgal etmesine boyun eğildiğinden olmasın bu kükremesi?) *'Yes de be annem' bağırtılarıyla KKTC'de 'Evet' oyları kullananlar, bugünlerde Rum tarafının iflaslarını, ekonomik krizlerini duyuyorlardır herhalde! Onlar, 'Hayır' dedikleri halde AB'ye alınmışlardı ya! AB özellikle KKTC için kurtuluş olacaktı ya! *Atatürk'ün kurduğu parti, şimdilerde bölücülerle ittifak yapma programı hazırlıyormuş. Halkın tepkisinden çekinildiği için de gizleme maskesi olarak 'Sol' görünümlü partiler kullanılacakmış. (ÖDP gibi) Geçmişteki SHP- HADEP ittifakından ders çıkarılmamış demek ki… *Mescit açma zorunluluğu ana sınıflara indirilirken, İmam Hatip Okullarında 'Ana sınıfları' açma planları yapılırken, öğretmenler kara çarşafla derslere girerken, 'Ana dilde eğitim' naralarıyla okullar yakılırken, Devletimizin kurucusunun, son yüzyılın dehası Atatürk'ümüzün heykelleri yakılırken, PKK-HDP topraklarımızı bölerek iç savaş çıkartma planları yaparken seslerini çıkarmayan bir CHP, Atatürk'ün kurduğu CHP olamaz! (Aslında Kılıçdaroğlu 'Biz 30'ların CHP'si değiliz' de demişti değil mi? İnkar etmeyelim yani…) *'Atanamayan Öğretmenler' dedi durdular yıllarca… Fark edildi ki, 'Ataması yapılmayan öğretmenler' bu gençler. 350 bin mezun var… Okullar öğretmensiz… Ataması yapılan 40 bin… (İntihar etmek serbest…) *Bartın'da Medrese eğitimi başlamış… Öğrenciler fesli, cübbeli, sarıklı… İsyan sesi mi? Hem de Parlamentodan? Heyhat! (Özgürlük var ya!) *Yargının ağzı bağlı ve gözü kapalı değil artık. Terazisi de bozulmuş! Bakan çıkıp da örneğin HSYK (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) seçimleri için; 'İstediğimiz kişiler seçilmezse gereğini yaparız!' diyebiliyor. Diyor diyor da Adalet Bakanı da çıkıp' Arkadaşımızın söyledikleri çarpıtılmıştır' diyebiliyor… (Nedir çarpıtılan? Yanlış anlayan hep halk mı oluyor? Onlar doğru anlatıyor da yanlış anlayanlar ya da çarpıtanlar biz oluyoruz öyle mi?) *Sırada IŞİD tehdidi ile yaratılan ortamda, TAMPON bölge sorunu var. ABD-PKK ile HDP ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti taraflılıkta, TAMPON bölgeye bakışlar farklı. Her şeye rağmen TSK, tedirgin etmeye yetiyor... Biliyoruz ki, teoriler, pratikten doğar. Yine dillendirilir ki, Her derdin dermanı vardır. Tüm bu dertlerin de dermanı vardır ve sarılacaktır. 27/Eylül/2014 günü İzmir Alsancak'ta TLB'nin (Türkiye Liseliler Birliği) düzenlediği 'Gerici Eğitime Hayır' isyanındaydık. 'Bilime Türban Takılamaz-Aydınlık Türkiye' sloganı çok etkileyiciydi. Pırıl pırıl gençler o kadar aydınlık düşünceli ve kararlıydılar ki, dertlerimizin derman kaynaklarını görür oldum. Dert çok derken derman da var eklemesini yapmak görev oldu!