Önceden planlanmıştı. Saat 11.00'de çıktık yola. Gavur İzmir'in meşhur Çeşme'sine gidiyoruz. Bilim insanları bir araya gelecek. Dış dünyadan katkılar yoğun. Bizi ilgilendiren yanı da; İYTE'den (İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü) öğretim üyesi kızımız ile birlikte olmamız. Daha doğru bir anlatımla, torunumuz Mira ile birlikte olmamız… * * 'Meşhur' demiştik ya, gerçekliğini gördük… Otele girdik. Kayıtlara geçeceğiz ya, kabul bölümüne yaklaştık, kimliklerimizi uzattık, onlar da bizden el bileklerimizi uzatmamızı istediler. Kırmızı ve bezden bileklikler takılacaktı… Anlamı; her türlü hizmetin bedelinin önceden alındığı idi. Para harcamayacaktık… Yerleştik. Yemeğe indik. Sırayla tabii ki. Mira var ya… Eşimle otururken ve hazırlıkların tamamlanmasını beklerken, tavırlarımızdan ve sorularımızdan etkilenmiş olacak ki, bir çalışan geldi yanımıza. Bir iki söylemden sonra; 'İki tip insan var. Bir bölümü paralarını buralarda harcar. Yaşar. Hesap yapmaz. Diğer bölümü de bizim gibi ezilendir, işsizdir, arayandır…' diye başladı. ………….. iktisat mezunu, bilinçli, samimi ve dürüst. Ülke sorunlarına duyarlı. Böylesine duyarlılıklar sevindiriyor Kaynayan kazana duyarsızlıklar, savurganlıklar, gösteriş meraklılığı, temelsiz gülümseyişler de acıtıyor gerçekten. * * Henüz dönmüştük eve, telefon çaldı. Bağımsızlıkçı, Aydınlanmacı ve Halkçı Eğitim Derneği tanımıyla bildiğimiz Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi etkinlik düzenliyor. Davet edildik. Katıldık. Çeşitli Demokratik Kitle Örgütleri temsilcileri ve sendikacılar buluştuk. Sorun, ortaktı ve neredeyse tek ses oldu. Çözüm de öyle; Bölücülere ve gericilere karşı ulusal cephede olmamız gerektiği, 'Sözün bittiği yer'de olmamız nedeniyle de somut, sonuç alıcı ve etkili etkinlikler düzenlememiz gerektiği, Mustafa Kemal Atatürk gibi bir önderimiz olmamız nedeniyle de şanslı olduğumuzu, Özellikle ve ısrarla 'Tek yumruk' olma mücadelemizi yakıcı biçimde sürdürmemiz gerektiği vurgulandı. Şiirler ve sanat müziğinden eserler de renk kattı etkinliğe. * * IŞİD ile ilgili psikolojik savaş sürüyor ve etkili de oluyor. Öyle ki, IŞİD terör örgütünün yüreklere salınan ölüm biçimleri korkusu, seslendiriliyor artık. 'Kapımız her an kırılabilir, ne yapmamız gerekir?' vb. diye. Yapılacak tek şey var: Bölücülere ve gericilere karşı tespit ettiğimiz gibi 'Tek ses' olmak, siyasi irade öncülüğünde ulusalcı cepheyi oluşturmak. Bireysel kurtuluşun ya da tutumların kurtuluş olmadığını, olamayacağını, egemenlerin tam da bu noktaya dikkat kesilmemizi istediklerini bilmemiz gerekiyor. ABD'nin kurduğu, beslediği, beslemeye devam ettiği, IŞİD'i bahane ederek ve Ortadoğu'ya saldırganlığını meşrulaştırmak istediğini biliyoruz, farkındayız. Ufkun ötesini görüyoruz; Planların farkındayız. Komşularımıza saldırıların üssü olmayacağız. Kendimiz ve komşularımız için! Yorum Gönder 0 Facebook Yoru