'Biz beynimizi kullanıyorduk… Okuyorduk, inceliyorduk, bilgimizi arttırıyor ve üretiyorduk… Şimdi, bilgisunara (İnternet) giriliyor ve 'Aaa bu böyleymiş demek ki…' deniliyor…' Cumhuriyet kültürü ile yetişmiş bir emekli sınıf öğretmeni söylüyor bunları. 1)Beynimizi çalıştırdığımız yadsınamaz bir gerçek 2)Çok okumuş olduğumuz da 3)Bilgisunarın kolaylık sağladığı da bir gerçek. Asıl olan bilgisunar bilgilerinin kimlerden, nereden, nasıl aktarıldığı… Bunu belirlemenin yolu da yine sağlıklı yazılı belgelere ulaşmaktan geçiyor elbette. * * 'Çocuklarımız ve torunlarımız için iyi bir gelecek hazırlamalıyız' dediğimizde yıllar önce, 'Yok canım sende… O kadar da kötü değil…' deniliyordu. 'Kurbağa' örneği sıklıkla veriliyor, ancak olduğu yerde kalıyordu. 'Kurbağa' hala sıçramıyor ve su kaynamaya doğru gidiyor! * * Bir milleti yükselten ya da yerlerde sürükleyen, eğitimdir değil mi? O zaman 'Eğitim' sistemimize bakalım; Tüm okullar İmam Hatip oldu. 1)TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavları) denilen sistem-sizlikle, öğrenciler, istemedikleri halde İmam Hatipli oldular. (Her ne kadar Nabi Avcı, sistemde olağandışılık yok dese de) 2)Geçtiğimiz yıl, 'Talep olursa ve olanak varsa' denilen genelgeden bu yıl bu bölüm çıkartılarak '….mescit açılır' denilerek, mescit, okullarda zorunlu hale getirildi. 3)Ders saatlerinin, ezan zamanlarına göre ayarlanacağı duyuruldu. (Basından) 4)İmam Hatip okullarının Kız ve Erkek olarak ayrılacağı bile planlanmaya başlandı. 5)Öğrenci yurtları TÜRGEV hesabına çalışmaya başladı. (Antalya'da halkın maddi ve manevi katkılarıyla yaptırılan öğrenci yurdu yeni Belediye Başkanı (AKP'li) tarafından TÜRGEV'e bağışlandı… Babasının malı ya! Ya da kindar gençlik yetiştirilecek ya! BOP Eşbaşkanı R T Erdoğan, başbakanlık koltuğunda iken, Özel okulların ana dilde eğitim yapabileceklerini söylemiş ve yasalaşmasını sağlamıştı… BOP gereği, ABD tarafından kurdurulmaya çalışılan ve gerçekte 2. İsrail olarak düşünülen sözüm ona Kürdistan'da, okullar kuruluyor, açılışları yapılıyor ve hatta göstermelik de olsa 'Kapatma' mühürleri sökülüyor. Açıklamalar da traji-komik. Ya da daha ötesi. Bekir Bozdağ, 'Okul açmanın şartları vardır… Müracaat olmamıştır…' İlgili valilikler, 'Okul değil canım, 4 katlı bina…' Çok bilen bölücü yandaşlar da, 'Oralar, özel okul, tabii ki, ana dilinde eğitim yapabilir…' diyorlar. Bilinmesi gereken gerçekler ise; 1)Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde eğitim dili Türkçedir. 2)Milli Eğitim Yasası, özeller de olmak üzere tüm okullar için geçerlidir. 3)'Açılım süreci' denilen ayrıştırma ve parçalamayı kabul etmeyeceğiz. (Türk ve Kürt birlikteliğiyle) Yarını dünden gördük. Anlattık. Açıkladık. Konuştuk. Yazdık. Seslendirdik. Yetti mi? Duruma bakılırsa, hayır! Demek ki; Etkileyici, Kalıcı, değişiklik yaratabilen, Sonuç alıcı, davranmak gerek! Yok edilmek istenen, geleceğimizdir. Yüzyıl sonrası için planlar yapan ABD'nin gizli (Artık gizli değil, açıklandı) ajandasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yok etmek vardır. Maşaları da vardır; PKK gibi ve şimdi IŞİD gibi. PKK'yi kurdu önce. Yetemedi sanırım, şimdi IŞİD ile yapmaya çalışıyor. Neyi mi? Masa başı BOP planını elbette. Yine yetmeyecek gücü! Nasıl mı? Özellikle Türkiye Kürtleri ayrılmaktan yana değiller. Bölücüler, kendi aralarında birlik değiller. İran ve Suriye ABD'ye karşı direnmede ve kazanımda. Irak, hala ABD'nin istediği kıvama gelmiş değil ve geleceğe de benzemiyor. IŞİD, batıda bile (Yarattıkları canavardan korkmaya başladılar.) kabul göremedi. Etkili eylem ve Etkileyici gelecek… Ve düşünen beyinlerle çocuklarımız ve torunlarımız için…

Mersin İmece Gazetesi