Yazdık, yazdık yazdık, görünen o ki anlatamamışız.

                8 Mart günü “Dünya EMEKÇİ kadınlar günüdür.

                Elbette eğlenmeye hakkımız var. Elbette bu özel günde özel tavır bekleme hakkımız da.

                Sevdiklerimizin bizlere hediye almalarını da bekleyebiliriz.

                Özel hissedilmek, unutulmayacak gösteriler de.

                Bunlar doğal beklentilerimiz olabilir.

                Ancak;

                8 Mart gününün anlamı ve önemi, kadınların ve verdikleri mücadelenin aldığı sonuçlar, dünya kamuoyundaki haklılığını ve onurlu duruş kazandıran bir mücadelenin sonucu olduğu gerçekliğini temel alarak elbette.

                 1857 yılında Amerika’da dokuma işçisi kadınların; İş saatlerinin azaltılması ve eşit işe eşit ücret talepleriyle başlattıkları mücadelede, işveren fabrika kapılarını kapattırır ve fabrika ateşe verilir. Yüz yirmi dokuz kadın işçi bu yangında can verirler.

                Vahşet, çılgınlık, vicdan yoksunluğu, saldırgan tutum, başlatılan bu kadın mücadelesini bastırır.

                Yıllar sonra 1910’da Sosyalist Enternasyonal toplantısında Clara Zetkin adlı mücadele örneği kadın, yıllar önceki bu vahşetin karşılığında o günün (8 Mart) EMEKÇİ KADINLAR günü olması önerisinde bulunur. 1857’den itibaren başlayan mücadele 1910 ve sonraki süreçte de devam eder. 1911’de resmen “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” onaylanır…

Ülkemizde 1977’de başlar bu özel günün anlam ve önemini anlatmalar, anımsatmalar, vurgular ve yapılması gerekenler…

                Birileri özellikle “Kadınlar günü” der.

                Birileri cinsiyet karşıtlığını kullanır ve ayırımcılık yapar.

                Birileri bir günlük bile olsa eğlencenin odağı olmak ister.

                Erkek düşmanlığını güdenleri de unutmayalım.

                “Hey on beşli” türküsü okunurken göbek atmak gibi bir şey çıkıyor ortaya yanılışlara boyun eğince.

                Anlam, önem, verilmek istenen mesaj, amaca hizmet hepsi ANLAMAKLA başlar. Anlamak da öğrenerek. Öğrenmek ise araştırarak. Kısaca “Öğrenmeyi isteyerek” Öyle ya; “Öğrenme, ihtiyaçtan doğar,” değil mi?

                “Her kadın emekçidir,” savunusunu da ekleyelim ve toplumu meydana getiren iki cins olan Kadın ve Erkek her durumda ve her koşulda birbirlerine gereksinim duyarlar diyerek “Birinin üstün olması toplumsal sorunları çözmede yol değil, engel olur,” tümcesiyle tamamlayalım…

                8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mücadele azmimizi güçlendirsin…